31 Aralık 2010 Cuma

Ve 2010 da bu post ile son bulur...


Yine yeniden bir sene sonu.
Ve yine değişmeyen senaryoyla terkarlanan roller.
Tek bir farkla...
Bu sene umutlarım yok, hayallerim yok yanımda.
Herkes gibi onlar da terketti beni. Ya da ben bıraktım onları öylece oracıkta.
Ben böyle değildim, hemde hiç değildim. Ama yaşadıklarım beni buna mecbur etti. Kime ne yaptım da bunları yaşıyorum bilmiyorum ama diyeceğim tek şey var, yaşamam gerekiyormuş ki bunları yaşadım.
Her şeyde, her şer'de bir hayır vardır demişler. Öyledir diyorum ve sabırla bekliyorum. Ama azıcık kalan sabrım da tükenmek üzere bunun da farkındayım. elimden geleni yapıyorum diyorum ama demekki yetmiyor. Daha fazla gerekiyor.
Bir arkadaşım face'ine yazmış "Yeni yılmış, pehh. Ben eskilerini istiyorum"
Aynen, malesef aynen katılıyorum. Çok değil daha 1 sene önce, 2010'a merhaba derken o kadar umutluydum ki. Bu sene benim senem olacak, tüm beklediğim şeyler gerçekleşecek diye öyle hayaller kurmuştum ki! Hepside, ama hepsi de elimde patladı!! teker teker, acıyarak, kanatarak, ezip geçerek...
Yine bir arkadaşım "2010, seni zaten hiç sevmemiştim. Pılını pırtını topla da git. 2011, sen de tüm güzellikleri yanına alıp gel"
Buna da ayynneen katılıyorum. zaten şu son 3 sene, 2008,2009 ve 2010 nasıl geçti bilmiyorum. Hayatımın en güzel günleri heba oluyor. Tek bir mutlu günüm yok. Bir tek!!
Hep hayal kırıklığı, hep boşuna beklemeler, heep boğazımı yakan ağlamaklı düğüm, sabır, dua, merak... niceleri. zorla gülümsemeler, her gece saatlerce ağlamak, her şarkıda boğazı yanmak.
 "Burnunun direği sızlamak" fiilini bizzat birebir yaşayarak, yüreği kanayarak öğrenmek.
tıpkı şu anda bunları yazarken gözyaşından buğulanmış gözlerle monitörü bile bulanık görerek yaşadığım burun sızlaması gibi...  Bayrammış, seyranmış, yeni yılmış... Hepsi bana yalan. Varsın 2011 gelsin. Ben kendi miladımı bekliyorum hala. Sabırla, inatla,, duayla... Her zaman da halime şükrediyorum. Rabbim beterinden korusun hepimizi.
Ve yine de adet yerini bulsun.

HEPİNİZE MUTLU SENELER...

Yine Çekiliş Haberiii:) 10 Ocak son gün

Bugünlerde hediye kazandım kazandım. Birsürü çekilişe katıldım artık biri çıkmazsa daha da çıkmaz gibime geliyor. Ama hediyeler çok güzel napiimm. Hadi buyrun
http://hediyelerdukkani.blogspot.com/2010/12/hediye-veriyorum.html

30 Aralık 2010 Perşembe

Yılbaşı Hediyeleriii:)) Son gün 15 Ocak

Blogger bir arkadaşımız bizler için çok cici yılbaşıhediyeleri seçmiş. Hepsi de harika ve kullanışlı:) Çam sakızı çoban armağanı demiş ama bence hepside süpeeer:)) Kaçırmayın buyrun siz de katılın derim.
http://angeliquebeauty.blogspot.com/2010/12/yeni-yl-hediyeleri.html

29 Aralık 2010 Çarşamba

Yeni Birkaç Ufak Ivır Zıvır

Geçen gün iş görüşmesi çıkışı aldım bunları yeraltı geçişindeki bijuteriden. Çok önemli şeyler değil ama post olsun torba dolsun diye yayınlıyorum:)) ha bu arada şu taşlı siyah todayı 6TL'ye bulunca kaçırmadım. Kusura bakmasın ama euromoda'da aynısı 30-35 lira!! Hayır yani alıcam almasına da iki gün sonra kırmayacağımı ya da kaybetmeyeceğimi bilsem:)) Ben pek bu tokaları kullanmıyorum da daha çok annem için aldım aslında. Tabiki kelebekten vazgeçmem. Her gördüğümde alırım:) Çantayı da başka yerden aldım 15TL. Aslında tam çanta değil. İ.inde bozuk para cebi, telefon yeri, kartvizit cepleri var. Koca bir cüzdan diyebiliriz. Geçen aldığım KemalTanca rugan ayakkabıma uyuyor diye görünce aldım. Şu burberry tokayı da tavsiye ederim. Çok sıkı tutuyor saşı hiç bollaşmıyor ucundaki taraklardan dolayı. Saçımda uygulanmış hali güzel duruyor ama keşke yayınlayabilsem fotosuyla:) Şimdilik bunlarla idare edeyim.

Sıkıcı Bir Gün

Ayy ya iyi ki günler kısa diyorum şu günlerde. Ya bide uzun olsaydı ve bu toplantılar saatler sürseydii! İşte herşeye rağmen şükredecek bişeyler bulan ben buna şükrediyorum. Klasik başlayan bir gün ve Jas'e yılbaşı hediyesi almaya gidişim. Ordaki bayan Selvet Hanım çok tatlıydı enerjimiz tuttu, tümgün orda kalsam bile bu kadar sıkılmazdım ya. Little White Dress parfümü aldım hediye olarak. Sağolsun Selvet Hanım çok şık hediye çantasıyla verdi ve benim paketleme derdim kalmadı. Foto çekemedim aceleyle çıktığım için malesef. Umarım Jas beğenir. Selvet Hanım bana yeni AVON kataloğu verdi, hemen onu incelemeye koyulcam. Bayağı indirim var gibi. Siparişlerimi yazarım ilerleyen günlerde. Neyse ben kaçtım. Yarın da çok sıkıcı geçecekk, besbellii, biliyorummm...

28 Aralık 2010 Salı

Gizzy'den Yılbaşı Hediyesi

Ya harika şeyler var yine bu çekilişte. Şimdiye kadar hiç kazanamadım blog çekilişlerini ama özellikle dantelli eteği görünce şansımı denemek istedim. Yani yine çıkmaz demedim, şansımı denedim. Lütfen benim olsun bu eteeek. Diğer hediyeler de çok cici tabi ama eteği bir ayrı sevdim:) Buyrun siz de deneyin şansınızı:)))
http://gzmlounge.blogspot.com/2010/12/gizzyden-ylbas-hediyeleriiii.html

27 Aralık 2010 Pazartesi

EKSİK...

Omzumda başın eksik, Yatağımda kokun
Tenimde tenin eksik, Gel de bir dokun…

Gecelerden uykum eksik, yüzde tebessüm
Elimde elin eksik, yaşlı hep gözüm…

Ne olur dön geri, sevindirme elleri
Boz bu mühürlü kara büyüleri
Sensiz olmaz, sensizlik anlatılmaz
Hep eksik diyorum ya, O BİLE AZ!! LLL

Nasıl  güzel bir şarkıdır böyle… Şu an show radyo’da kulaklarımda bu şarkı… sözleri yine vurdu beni.
Zaten Mustafa Ceceli hayranı olan ben, her şarkısında daha da seviyorum.
Favorilerim; Dön, Bekle  ve Eksik…
Melankolik biri olduğumdan hiç değil, ama tüm bu şarkıların sözleri öyle beni anlatıyor ki, sevmemek elde değil. Gönül ister ki en yakın zamanda favori şarkım şu olsun;

Bim bam bom çok şükür dostlar, artık benim de bir sevgilim var :D JJJ

24 Aralık 2010 Cuma

Günaydınn. Sabah sabah attım kendimi bloga. dışarıda herkes hazırlanmış, işine gücüne gidiyor. Bense telefonum çalar da işten bir haber gelir mi diye umut dünyasındayım. Hava Aralık ayına inatla güneşli, mis gibi. Ama ben bu havada bile garip ruh hali içindeyim...dün gece yine düşünmekten uyuyamadım, belki ondandır... bunlar da face'imden aktardığım gönderiler... eskiden sevmezdim böyle lafları ama insan yaşayıp da kendinden bişeyler bulunca anlamlanıormuş meğer.

Bu günlerde aklıma gelen başıma geliyor nedense, Bir de gönlümden geçen yanıma gelse keşke... [Can DÜNDAR]

Yalnızca yağmur yağdığında seviyorum bu şehrin insanlarını... Herkesin yüzü gözü ıslak, Başları eğik omuzlarının arasında. Yağmur yağdığında... Herkes, Benim hep olduğum gibi...  [Ceyhun Yılmaz ]

Uğruna bir şeylerden vazgeçeceğin insanı bulmak kolay; ama hiçbir şeyden vazgeçmek zorunda kalmayacağın insanı bulmak asıl olay. [Can Yücel]

Güzel kadınlar aşkla aptallaşır; ama hem akıllı hem güzel kadınlar, aşıkken de akıllıdır. Bu yüzden hep yalnız kalır.  [Paulo Coelho ]

Ne ölmek nefessiz kalmaktır nede yaşamak nefes almaktır. Yaşamak; "sevilmeyi hakeden birine yaşamını harcamaktır." [Oğuz Atay]

hayallerimdeki dünya ile içinde bulunduğum dünya arasında, kabul etmek gerekir ki, dünya kadar fark var..işte o yüzden ben, hayallerimdeki dünyada kendim, bu dünyada kendimin feykiyim.(bir arkadaşın iletisi)

Uğruna fedakârlık yapmadığın sevgiyi, yüreğinde taşıyıpta kendine yük etme! [Mevlânâ Celaleddin Rumi]

Ne sahip olduğundur hayat, ne de umdukların bunca zaman. Yüreğin kadardır hayat! 'Seviliyorsan renkli, seviyorsan "Siyah Beyaz" [Can YÜCEL]

İnsαn birisiyle yαşlαnmαlı, Birisi yüzünden değil! [Nazım Hikmet]

Terk edilirken 'görüşürüz' kelimesi kadar acıtan birşey yoktur hayatta. Öldürdüğü yetmezmiş gibi, bir de umut verir adeta.  [Ceyhun Yılmaz ]

Hadi, oyalanma birazdan yarın olacak... Aşkta yarın yoktur sevgili... [Cezmi Ersöz]

23 Aralık 2010 Perşembe

Peluş Otomobil Görürseniz O Benim Olabilir:)

Peluş kumaşı severim, kapladığımız herşeye bir şirinlik, oyuncak havası veriyor sanki:) Ama otomobil kaplandığını da ilk defa gördüm. Hemen uygulayacağım:P




Bu da çim araba:D


22 Aralık 2010 Çarşamba

ve bir gün daha biter...

Gittim, bekledim, görüştüm, konuştum, anlattım, bıraktım, döndüm...hayırlısı. yalnız dikkatimi çeken, bir müdür olarak, başkan olarak çook rüküş ve bakımsızdı! şaşırdım. sonraa kocamaaaan bi bijuteriye attım kendimi. öyle kendimden geçmişim ki telefona bile bakmamışım, cancağızımı bekletmişim. tam kasaya geldim, kapıdan içeri girdi benimki:) nerden buldu beni orda helal:) cicilerimin parasını ödeyip çay içmeye gittik beraber (cicilerimi fotolayamadım çünkü makinamın pili bitmiş:(   saatlerde konuştuk, nasıl da özlemişim. o da sevgilisi ve ailesi arasında kaldı:( amaaan sevgilin mi var derdin var. yaşasın özgür hayat:D Sonra ayrıldık ben hemen eve gelip yeniden hazırlandım, başka kıyafetler ve bahçeli'de başka bir toplanış:) akşam da Jas sürpriz yapmaya gelmiş:) piza söyledik hemen. sonra evlerine gittik, eşyaları inceledik, herşey gıcıır gıcır maşlh. ve ben yine burdayım...

Nişan Yastığı Hediye


http://budabenimasalim.blogspot.com/2010/12/budabenim-ylbas-hediyemm.html

21 Aralık 2010 Salı

-iş-görüşme-mülakat-cv-blablaa...

yine bir iş başvurusu arefesindeyim. kaçıncı oldu sayısını bile bilmiyorum ama inşallah bu sefer olumlu cevap alırım. artık işsizlik ve ekonomik kriz benim için de son bulur umarım. yine yeniden artık eskimeye başlayan cv dosyamı çıkardım. dua ederek uyuyacağım. sabah erkenden orda olmam lazım. bir de kıyafet meselesi var ki sorma. ha bir de çok komik bişey oldu. en yakın arkadaşım da aynı gün aynı yere başvuruyormuş:)) ikimiden birini alsınlar, hatta ikimizi de alsınlar nolur kiii:)) hadi hayırlısı...

20 Aralık 2010 Pazartesi

Taşlı Takılarım

Günlük hayatta çok da takıp takıştırmayı sevmiyorum aslında. Alışkanlık olsa gerek. Sadece tektaş küpem ve saatimi üzerimden eksik etmem o kadar. Birkaç sene önceki kişisel takı tasarımı çılgınlığına ben de kaptırmıştım kendimi. Zevkime göre tasarlayıp tasarlayıp takar takıştırırdım. Ama artık dediğim gibi sadeyim. Geçenlerde özel günlerde takmak için bikaç parça takı almıştım. Baktım ki hepsi birbirine uysun diye taşlı almışım meğerJ işte bu ciciler. hepsi gerçek deermişim:P


Daha çok ilk fotodaki takımı kullanıyorum. İkinci fotodaki fyonklu seti hiç kullanmadım, özellikle gerdanlığı hep abartı gibime geliyor tekrar çıkartyorum:) sadece bilekliğini taktım 2 kere.
En yakın zamanda dore ve siyah parlak taşlı takı seti de edinmeyi düşünüyorum. Artık lazım oluyor böyle şeyler çünkü.

Ole Accessories Küpe

Mağlum, yılbaşı yaklaştı ya. Heryerde olduğu gibi alışveriş merkezlerinde de hediye çekilişleri, kampanyalar başladı. Her 75TL ve katlarına bir çekiliş hakkı veriyorlar. Geçen gün yaptığım alışverişte 3 hak kazanabilmem için sadece 7TL eksik kalmıştı. Bende kendimi attım KOTON’a. Bu vesileyle tam da istediğim gibi bi küpe benim oldu:)) işte burdaki küpe. Üst kısmında 3 tane, en ucunda, kürenin altında ise 1 tane taş sallanıyor parlayrak:)). Resime tıklayınca daha net anlaşılıyor.

 Şu an toplam 6 kupon attım kutuya. Zaten kampanya taaa Mart’a kadar. O zamana kadar ben daha çok kupon atarım o kutuya. Bakalım bana çıkacak mı.Çıkmaz demeyin, şansınızı deneyinJ))

Chanel Hırka Motif Denemesi

 Bu ayki Seninle dergisinin örgü ekinde chanel hırka diye böyle bir model gördüm.


Tabi örgüde o kadar ileri seviyede olmadığım için bu hırkayı öremezdim. Yakalar, kollar, birleşim yerleri fln.. Ama motifin açıklamalı anlatımı vardı dergide. Bende zaten deseni sevdiğim için ve halihazırda kış da kapıdayken kendime güzel bir kaşkol örmeye niyetlendiğim için bu desende neden olmasın dedim ve başladım modeli denemeye. Evdeki kırıntı iplerden siyah ve pembe olanı seçtim. Ne dersiniz? Fena da olmamış sanki değil mi? Ama ben deri ceketime de uygun olması için krem-kahve ikilisinde örmek istiyorum. Çok mu ağır olur acaba kahve de???

14 Aralık 2010 Salı

Hastayım A Dostlar:(

Evet nerden çıktı anlamadım ama birden bire hastalandım gece. Güzelce duşumu aldım, gece lambabı yaktım ve son kitabım "Emma Bovary"i okuyordum. Aniden midemde kıpırtılar başladı. Karnım, middem. Uyumaya çalıştım ne mümkün. Bekledim geçmedi. Son anda kenimi lavaboya attım ve:( 20'şer dakikalık mübetlerle çok pardon içim boşaldı. Tabi uyuyamadım tüm ece. Bi ara sızmışım. Uyandığımda yine devam ediyordu. İk gün önce abimle annem de aynı şekilde rahatsızlanmıştı. Gıda zehirlenmesi fln olabiir diye düşünüyorum. Anneme verdiği  bulant ilacından aldım, biraz daha uyudum. Çok şükr ilaç etki etti ve şu an biraz daha iyi gibiyim. (İşim olmadığı için sadece bu zamanlarda seviniyorum, biraz daha uyuyabildim en azından) ama tabi dün de bahsettiğim gib bugün önemli toplantılarımızın ilk günü. Bilmiyorum gidebilirmiyim. İnşallah bikaç saat iinde bi sorun çıkmzsa gitmeye çalışacağım, Kaçıyorum şimdilik a dostlar...

13 Aralık 2010 Pazartesi

Yoruldum Yahu

Evet yoruldum biraz sanki. Nişanın ardından dün Pazar sabahı da misafirlerimiz ağırladık. Aslında at çiftliğinde kahvaltıya davet edecektik ama misafirlerimiz yola çıkacakları için daha şimdiden oraya kadar yormayalım diye evimize davet ettik kahvaltıya. ev ahalimizle birlikte 15 kişiydik. salondaki kocamaaan masamıza hazırladık. artık aklına ne gelirse. bal, kaymak, reçeller, zeytn, peynir klasik, sucukiçi-pstrm, katmer, simit, konken böreği (aa bunu da bir post hazırlayım, çok seviyor çünkü herkes bu böreği), su böreği, patates salatası, rus salatası, yoğurt, yumurta.. masada bunlar vardı. bi kuş sütümüz mü eksikmiş ne:D neyse güzel geçti. çok kalmadılar zaten, yola çıktılar. sonra biz oturduk gençler. düğün günü işini konuştuk. nişan videosunu alıp geldi abimler. onu izledik beraber:)) fena çıkmamışım hani:) gülüştük ettik. abimle annem rahatsızlandı ama biraz:( gece anneme serum bağlandı. ama şimdi iyi çok şükür. bende sabahtan beri evi yerleştirdim, temizlik yaptım. saat 1 olmuş ancak bitirebildim. canım arkadaşımla görüşecektim ama amcası vefat etmiş:((( yarın da çok önemli toplantılarımız başlıyor zaten!! artık beni bulamazlar:P neyse bu post bu kadar yeter. Başka fotolu postlar hazırlamak istiyorum:)

11 Aralık 2010 Cumartesi

Nişanın Ardından:)

Yine kaç gündür yazamadım malesef. adsl firmamızı değiştirdik, kampanyalı olana geçtik de. yeni bağlandı net. halbuki en önemli günleri atlattık, hiçbirini yazamadım. neyse.kaç gün öncesinden hazıdık biz zaten. çok şükür son güne takı, ayakkabı, çanta gibi alınacak kombinlenecek şey kamamıştı. tastamam hazırdım. füme rengi parlak uzun balık etek formunda tuvaletim, tek yanı ip askı diğer yanında 3 tane gül var ortası taşlı. sonraa fultaş bilekliğim, uzun kotondan aldığım sallantlı taş küpem, damla taşlı kolyem, ve yine fultaş yüzüğümle pek bir parıltılıydım:)) tabi yne taşlı ayakkabım ve çantam da tam takımdı. saçımı da açık maşa yaptırdım üstü krepe, önleri güzel oldu.saçım da bayağı uzun olduğu için zaten maşa dalglı dalglı çok hoş oldu. dün akşam herkes çoook beğndi beni:)) [dipnot: birçok blogda gördüğüm gibi tüm bu detayları,nişandan fotoları falan koymak isterdim ama ben güvenemiyorum internete, malesef yüzümü kapatarak bile foto koyamıyorum:(( mesela çok severek izledğim, bence gördüğüm tüm blogların arasnda en eğlenceli :)), bol fotğraflı, saatlerce postlarını gülerek okuduğum, hepinizin tanıdığı çatıkatı ilkay'ın blogu gibi bol foto koymak isterdim ama malesef.. sizin hayalgücünüze bıraıyorm artık:) ] Haa saçıma da taşlı toka taktıracaktım ama çok abartı olmsın dedim. tamam görmceyiz ama bu kadar süs yeter. diğerlerini kınaya düğüne saklıyorum:))) 

Efendim dün sabahın 11inde kuaföre konduk. İyi hoş da akşama kadar bozulur diye ne saça başldlr ne makyaja. maikür yaptıayım bari dedim. eleman sürekli meşgul. sanki randevu aldık peeh. neyse stüdyoya giderken biraz telaş oldu fln. gelinle damat yalnız gittiler:)) kimse yoktu yanlarında. bizde hazırlanıp yola çıktık. salon eve 25 dk fln mesafede. bide ev sahibiyz mağlum erken gitmek lazım. giderken nöbetçi eczane aradık babamın dişi için:)) haaa bi de rüzgar var sormaaaaa. saçımı zor zaptettim ayyyy. neyse ki bozmadan salona girebilmeyi becerdim. salona girdik ayyy hrkes iltifatlar, şıklar uçuşuo:D abimlerin yanına gittk gelin odasında foto çektik. tüm gece elimden düşmedi zaten makina. habire çektim. hatta bi ara abim bana" ya sen manyak mısı, mnyak mısın sen?" fln demeye başladı. bak abi diyorum sonra bana teşekkür edersin işte bol bol hatıra diyorum:D neysee. slayt gösterisi oldu. çıktılaaar. 1 aydır gttikleri dans kursunda öğrendikleri muhteşem figürlerle ilk danslarını yaptılar:D yemek faslı başladıı. sonraa ta taaam. takı merasimi:D donattık gelinimizi altınlarla, altına batırdık çıkardık puhaaa::D sonra oyunlar, misketler, çiftetelliler, roman havası ki bu bomba, mevlana hobaaa. tabi yalnızların kadını, ıssız kadın ben babişkomla dans ettim. (İnşallah düğününde nişanlımla dans ederim:) pasta faslı, yine oyun oyun oyun. boool bol foto:)) vee herkes gitti. biz ev sahipleri çay içtik yorgunluk üstüne. veee evlere dağıldık:) abimin arkadaşları kapıda beklemişler biz çıkınca hani şu içinde mum gibi bişey yanarak yavaaş yavaş havaya yükselen balonlar varya. içine dilek yazıp uçuruyosun. ondan almışlar biri byaz biri pembe. onu uçurmak için beklemişler ama malesef çok rüzgar olduğu için başarılı olamadı. rüzgar aldğı gibi hızla kaptı götürdü balonları:))) neyse efendim işte eve geldik. bikaç komşu gördü bizi öyle süslü püslü. tam karı komşunun da misafirleri gidiyormuş. oğlu askere gidiyor da. onlar da gördü asansörden inince hep:) sonraaa tabi hemeenn fotoları pc ye attım hepsine baktık. Bugün de böyle geçtiiiii. Abim de nişanlandı bakalım. Darısı düğüne. ve heeerkesin dediği gibi darısı başıma kıh kıh:D:D

29 Kasım 2010 Pazartesi

Kızlar Toplandık Ama...

Bu akşam yine bütün kızlar toplandık. Sabah anneannemdeydim. Tüm günün yorgunluğundan mıdır bilmem çok başım ağrıdı. Ya da artık büyüdük çok fazla hoppaya gürültüye gelemiyor muyuz acaba? Ya da eskisi kadar zevk alamıyorum bu buluşmalardan sanırım. Konular çok farklı olmaya başladı. Önceden tek derdimiz dersler, snavlar ne bileyim kıyafet faln dı. Şimdi ise kimi yeni işinden bahsediyor, kimi evinden eşinden, kimi sözlüsünden, kimi nişanlısından. Birinin çok uzak olduğu konu dğeri çoktan aşmış olyor. Bilmiyorum herşey gibi bu da değişti bence. Hiçbirşeyin olmayacağı gibi bu da eskisi gibi olmayacak...

25 Kasım 2010 Perşembe

Buhranlı Bir Gün...

Tüm yazdıklarımı sildim... İçimi dökmem gerekiyordu. Döktüm, belki rahatladım ama gereksiz bir yazıydı. Kalmasına gerek yoktu ve sildim. Umarım tüm bu sıkıntılı günler de az önce sildiğim yazı gibi hayatımdan silinir yok olur gider... SABIR...

24 Kasım 2010 Çarşamba

Karanlık Aydnlığa Kavuşur Elbet...Siz O Gün Bayramı Kutlamayı Görün!!!

Harika bir ses, harika bir yürek, harika bir şarkı, harika bir yorum... Son günlerde bıkmadan defalarca dinlediğim şarkı... Sözleri... O kadar beni anltıyor ki... Bağıra bağıra söylemek istiyorum...

Bekle, dönüşü vardır zor sürgünlerin de
Bekle, hatırla bizi dar günlerinde
Telli turnalar gibi çifte kumrular gibi
Sarışın bir sedir ağacı gölgesinde
Baharı selamlayıp iki çift kelamlayıp
Gamsız günler geceler demlerinde

Biz gülleri severdik dikenleriyle
Koklardık kanayana dek ellerimiz
Gül dikensiz olurmu ah etmezdik
Bekle bekle hiç pes eder miyiz?

Bir nasihat gibi bu sancılı hasret
Miadını doldurup biter bir gün...
Karanlık aydınlığa kavuşur elbet
Siz o gün bayramı kutlamayı görün !!!

Bekle, sıcacık bir haziran sabahında
Bekle, ısıtıp sol yanını yatağında
Telli turnalar gibi çifte kumrular gibi
Sarışın bir sedir ağacı gölgesinde
Baharı selamlayıp iki çift kelamlayıp
Gamsız günler geceler demlerinde

Biz gülleri severdik dikenleriyle
Koklardık kanayana dek ellerimiz
Gül dikensiz olurmu ah etmezdik
Bekle bekle hiç pes eder miyiz?

Bir nasihat gibi bu sancılı hasret
Miadını doldurup biter bir gün...
Karanlık aydınlığa kavuşur elbet
Siz o gün bayramı kutlamayı görün!!!

KARANLIK AYDINLIĞA KAVUŞUR ELBET
SİZ O GÜN BAYRAMI KUTLAMAYI GÖRÜN!!!

Lokum Kek

Aslında ismi "sosa batan kek" diye geçiyor annemin tarif defterinde ama ben bu ismi daha çok yakışırdım. Resimleri görünce siz de hak verirsiniz sanırım. Abimin söz günü ikram etmek içn yaptğım kekler. İşte aşama aşama resimleri. Tarifini unuttum şu an. İsteyen olursa eklerim tabi.
Fotolar daha şık olabilirdi ama o anda savaş alanına dönen mufağı annem gelmeden temizlemeye çalıştığım için aceleyle çekilmiştir.

Önce sade keki pişirip istediğimiz büyüklükte dikdörtgen olarak dilimliyoruz.
Sonra dilimlerin her yanını çikoltalı sosa batıryoruz (sos sıcak olmalı ki içine çeksin)

Daha sonra geniş br tabağa yaydığımız hindistan cevizine batırıyoruz.


Ortadan kestiğimizde böyle görünüyor. Tadından da yemiyor:)Afiyet olsunn.

23 Kasım 2010 Salı

ÖZLEMİŞİMM

Şükür kavuşturana. İnternetsiz hayat ne boşmuş ya. Hele ki  okuldan dersten sınavdan yeni kurtulmuş, alnının akıyla tümm çektiği sıkıntılara rağmen sonunda mezun olmuş, yeni yetme bi "yüksek" için yapılır mı bu? "şu okul bi bitsin, internette artık ne makale araştırcam, ne akademik bilgiler sitesine gircem, sadece ve sadece boş boş karikatür, foto, elbise modeli, saç modeli, moda, makyaj bilimum zevk veren ne varsa onlara bakıcam, tabiki de face ve blogu hiç bırakmıycam" diye hayller kuran birinin tam da koskoca 9 günlük tatil öncesi interneti kesilir mi hiç?? deli oldum. ne bayram mesajı atabildim, ne alabildim. ay yani bide heryer kapalı net faturasını da yatıramadım tatil diye. ama nihayetinde kavuştum oh beee. artık post bombardımanına tutcam burayı. mezuniyetimi kutluycam, yaptığım pastaların fotosunu ben de koycam, sevdiğim kombinleri ekliycem ooh ohh sefam olsun:))

Bu arada kısaca özetleyim geçen günleri.

Mağlum bahsettiğim kongrem vardı. Bi konuşma yapmışım sorma. Öğleden sonraydı benim oturum, sabah bi baktım salonda pek kimse yok. İyi dedim bende kendi çapımda konuşur giderim:D Ama o da ne. benim oturumda salon hınca hınçtı! moderatörüm ben konuşmaya başlamadan önce bi güzel bilgiler verdi. ben slaytımla birlikte anlattım. bide sesim hep az çıkar böyle yerlerde. bu sefer öyle olmasın diye mikrofona resmen yapıştım:)) bittikten sonra da çok güzel eleştiriler aldım. ertesi gün kongreye katılamayan hocam aradı. kendi öğrencilerinden haberimi almış, çok beğenmişler, tebrik etti, aferinler etti:) çok mutlu oldum çok. tüm yorgunluklarım üzerimden uçtu sanki. bunu da böyle atlattım özetle:))
Sonraaa bayram geldi geçti. Bana göre klasik sayılırdı ama tabi koyunlar süsledik fln enteresandı:)
Abimin evi kesinleştiii. Çok güzelll:)
Canımın içi, bitanem, tek kardeşim rahatsızlandı biraz:(( kıyamadım canıma. uzunn bir süre ilaç alması gerekecekmiş:(( o benim herşeyimm.
Ve inanamadım, şoklar geçirdim ama bu gencecik yaşında bi arkadaşımı kaybettik 3 gün önce:(( hala gerçek değilmiş gibi geliyor. öyle neşeli, şakacı, şen şakraktı ki... çok ani ve erken oldu.. mekanın cennet olsun:((
Onun dışında yeni bir iş olasılık olasılığının olasılığı varr ama bilmiyorum... çok kararsızım. bunca işsiz geçen günlerden sonra çek git kendi paranı kazan diyorum. ne de olsa 2 saat ötede bir şehirde. ama barınma sorunu, kimseyi tanımamam, vesaire... bilmiyorum şu an düşüncelerdeyim...
En kısa şekliyle böyle özetleyebilirdim. detayları geçiyorum artık. neyse. şimdilik benden bu kadar. bi daha netsiz kalmamak dileğiyle...

8 Kasım 2010 Pazartesi

Farklı Nikah Şekeri Arayanlar...Mutlaka Bakın Derim...

İlk izleyicim sevgili Tuba çok şeker, oriijinal, cicili bicili nikah şekerleri üretiyorr. Duymadık demeyn. Bu yoğunluğu arasında harika tasarımlarla beceriğini ortaya koymasını hayretle karşılayıp tebrik ediyorum:) sizlere de buyrun bu adrese bi bakın diyorum
http://tubaactnky.blogspot.com/2010/10/nikah-sekeri-yapm-satm.html#comment-form

İlk İzleyicim Tubaa:)) Oley:)

Evet merakla beklediğim gün gelmiş de haberim olmamış:)) Artık benim de bir izleyicim var:)) Aslında başka bir post için girmiştim bloguma günleer sonra. Ama sağolsun ilk ve tek izleyicim Tuba sayesinde pek bi sevindirik oldum:) Kendim yazıyor kendim okuyordum ama artık çok değerli bir izleyicim var. İlkler unutulmaz:)) Bu aralar çok yoğunum, fazla ilgilenemedim blogla:( Önümüzdeki 3 gün katılmam gereken kongre var. O da geçsin birsürü post yazıcam inşallah.

Teşekkürler Tubacım:))

2 Kasım 2010 Salı

İnanılmaz! Yeter mi artık?

Şu an nerdeyim bilsen.Oncaaa işim varken beklyorum mecburen boş boş. Müdür iması bekliyorum. sonra cilt olacak. aslında dün bitmesi rekiyoişimin ama mecrur uzadı, yine dönemedim eve.  hayırlısı. Nolur bunu okuyan bir kul varsa şu anda benim için dua etsin nolur. çoookk kritik durumdayım. işimin hallolması için dualarınızı bekliyorum. Allh2ım banayardım et, işimi rast getir inşallah mutlu mest evime döneyim, burdan müjdeyi vereyim:) amin hadi çok işim var. kütüphaneden yazıyorum şu an. paydos bitmek üzere. daha çok yol kat edeceğim. İşime kolaylık ver Rab'bim. amin

30 Ekim 2010 Cumartesi

Yine Bana Yollar...

Yine yol göründü bana. Ertlelendi ertelendi yine bu zamana kaldı. Arayıp süre istedim. Hem de denk geldi iyi oldu. Şu n çok acelem var. Farkettiysen yine saat gece 2'yi geçti ve benim ders az önce bitti. sabah erkenden yola çıkıyorum. Birkaç gün yokum. O yüzden veda yazıı oldu şimdilk. Orda internet imkanı bulursam yazarım belki. Nolur dua et bana. Bu sefer elimde belgemle döneyim, herkese müjdeli haberi vereyim. Hadi işim rast gitsin. Ben şimdilik kaçıyorum. Yine çok yorgunum. biraz olsun uyuyayım. Hadi hayırlısı. Enteresan ve yine o yorucu tempoda bikaç gün beni bekliyor... bu sefer yalnız değilim ama...

29 Ekim 2010 Cuma

Saat yine gecenin bir yarısı, ve ben yine ders başındayım...

NE kadar sıkıldığımı sana hangi kelimelerle tarif edeyim bilmiyorum. Bu yazıyı okumaya başlayan, tipik bir bıkkın öğrenci modeli sanacak beni.. Oysa beni birazcık tanısalar.. Bu öğrenciliğin suyu çıktı zaten artık. Tembellikten sınıfta falan kalmadım, aksine fazlasıyla okudum, okumaya da devam. Ama yaşıtlarım neler mi yapıyor? çoktaaaan işini buldu, eşini buldu, çocuğu bile olan var, düzenini kurmuş, bir yol tutturmuş gidiyorlar. bense hala kendimi yormakla meşgulüm. oysa bir daha bugünler gelmeyecek, bu yaşta olmayacağım bir daha. şimdi sevdiceğimle beraber olmak varken, hayatın tadını çıkarmak varken hala okumakla uğraşıyorum. ha zorla mı okuyorum. hayır tabiki. kendi isteğimle bu haldeyim. ama ben sonunun böyle olacağını hiç tahmin etmemiştim. onca yıllık emeğimin karşılığı ne zaman gelecek? başladığıma pişman mıyım?...... söylemeye korkuyorum ama bilmiyorum, belki pişmanım, belki değilim. bildiğim tek şey var. Rabbimden her zaman hayırlısını istedim, demekki hayırlısı böyleymiş. bunları yaşamam gerekiyormuş belki de. sabrediyorum bende. biliyorum ki sonu selamet. umuyorum ki tüm bunlara değecek. inanıyorum ki onca dua karşılıksız kalmayacak. ve ben müjdeli haberleri en kısa zamanda vereceğim... biraz daha sabır. çok az kaldı inşallah...dua ile...

26 Ekim 2010 Salı

Kına Gecesi Dönüşü İş Başvursu Hazırlığı

Dünkü misafirlerden sonra sabah temizlikle açtık gözümüzü. komuşular geldi sürekli. sona caanım arkadaşım, dert ortağım herşeyim bitanem geldi. yine dertleşme seanslarımızdan birini gerçkleştirdik. geleceğe dair umutla hayaller kurdk. yarın okula gidiyoruz. ve akşam geç gelen haberle kendimi kına gecesinde buldum. şipşak hazırlandım ki kendimle gurur duydum. kına gecesi güzeldi. mekan ev değil, otel salonuydu. bikaç ay öncesine kadar kesinlikle ev kınasını seven ben, salonda yapılana da sıcak bakmaya başladım aslında. evet evdeki kınalar daha bir samimi oluyor, sıcak olyor, geleneksel oluyor ama yorgunluğu, kargaşası ve evin savaş alanına dönmesi yanına kar kalıyor. imkan varsa salonda kınaya ısındım. tabi öle dandik biyer olacaksa olmasın daha iyi. bugünkü gibi kolonsuz, ferah, dev kristal avizelerle donanmış, modern biyer olmalı:) başka bi arzumuz:) yaşayıp göreceğiz inşallah...(yarın iş başvurusuna gidiyorum. dualarınızı bekliyorum nooolur. uzun zamandır beklediğim, çook istedğim bir iş. inşallah şans bu sefer bana güler, şu sıkışık zamanımızda occa sene okuduğumun karşılığını alıp işe başlarım, kendi paramı kazanırım da aileme bi nebze olsun yardım edebilirim inşallahhh. amin...)

25 Ekim 2010 Pazartesi

Misafir-ders-yorgunluk-belirsizlik-umut-dua

İki gündür temizlik, pasta hazırlıklar sürüyordu. Yeni perdemiz de geldi ve odanın dekoru tamamlandı. Herşey hazırdı akşam için. Kuaföre gidip sade bir at kuyruğu yaptırdım. Eve geldim işler bitmemişti. Tabaklar, çanaklar, meyveler, çerezler hazırlandı. Sabahşarza koyduğum foto makinası ve kamerayı da hazırladım. Geldi misafirler ve maraton başladı. Kuzenler sağolsun çok yardımcı oldular, sayelerinde çk da yorulmadım. Yeni ciciler geldi, fotolar çektik. Güzel bir akşamdı. Sadece kuzumun eksikliği hiç içime sinmedi. ama kısmet napalım. herkes gitti ve ben yine pc'mle, maillerimle başbaşa kaldım. Neymiş ingilizcem çok eksikmiş. Profesyonel bulamıyorum ne yapabilirim acaba??? Ayrıca uzattıkça uzatıyor hocam. bugün son gün olmasına rağmen hala teslim edemedim. dşg den sonra basıma girecekmiş çünkü kitaplar. o zamana kadar düzeltebilirmişim yazımı... artık şaşırmaz oldum. yine yola gidebilirm grndmther la. sıkıldım ama ben ya...

24 Ekim 2010 Pazar

Gecenin 3buçuğu. Ve hala ders başındayım...

evet üşenmedim bu yoğunluğumun arasında buradayım. Çok bunaldım biraz olsun rahatlamaya ihtiyacım var. Gerçi klavyede yazmaktan parmaklarım kollarım ağrıdı ama olsun. Burda yazarken ağrımıyo ehuehueeh:P yeter mi acaba artık bu gecelere kadar ders olayı. Tam 5 aydır mezun olmak için çabalıyorum gece gündüz, ama hala olamadım. Aslında prosedür olarak son 1 haftam kaldı. Mezun oldum oldum. Daha da gitmem okula falan. Yarım çook önemli günlerden biri. Birdürü birsürü misafir gelcek. ciciler giycez yine süslencez. Bugün paso temizlik, pasta yaptım zaten. Abim kapıyı üstüme kilitleyip gitmiş iyi mi:D evde de anahtar bulamadım. kaldım öylece köle gibi çalıştım tüm gün. Şimdi de dersim varrr. Sabah yapamadım tabi yine kaldım bu saate. Ama mecburdum napiim. Neyse ben artık uyusam iyi olacak. Yarına çook enerji lazım. Hocama mail de yolladığıma göreee. hadi bana Baş başş...

22 Ekim 2010 Cuma

Siyah - Beyaz Duvar Saatleri

Bunları istiyorummmm:(( Tamam hepsini değil, birine de razıyım... 

   
DEKORATİF SİYAH DUVAR SAATİ Rakamlar





Ürün resmiİlginç Duvar Saatleri

   
KelebekTasarımSiyahAynaDuvarSaati(1+9)

Kıssadan Hisse...


Vaktiyle bir bilge hoca, yıllarca yanında yetiştirdiği öğrencisinin seviyesini öğrenmek ister. Onun eline çok parlak ve gizemli görüntüye sahip iri bir nesne verip:

"Oğlum" der, "Bunu al, önüne gelen esnafa göster, kaç para verdiklerini sor, en sonra da kuyumcuya göster. Hiç kimseye satmadan sadece fiyatlarını ve ne dediklerini öğren, gel bana bildir."

Öğrenci elindeki ile çevresindeki esnafı gezmeye başlar.

İlk önce bir bakkal dükkanına girer ve "Şunu kaça alırsınız?" diye sorar . Bakkal parlak bir boncuğa benzettiği nesneyi eline alır; evirir çevirir; sonra: "Buna bir tek lira veririm. Bizim çocuk oynasın" der.

İkinci olarak bir manifaturacıya gider. O da parlak bir taşa benzettiği nesneye ancak bir beş lira vermeye razı olur.

Üçüncü defa bir semerciye gidir: Semerci nesneye şöyle bir bakar, "Bu" der "benim semerlere iyi süs olur. Bundan "kaş dediğimiz süslerden yaparım. Buna bir on lira veririm."

En son olarak bir kuyumcuya gider. Kuyumcu öğrencinin elindekini görünce yerinden fırlar. "Bu kadar değerli bir pırlantayı, mücevheri nereden buldun?" diye hayretle bağırır ve hemen ilâve eder. "Buna kaç lira stiyorsun?" Öğrenci sorar:

Siz ne veriyorsunuz?"
"Ne istiyorsan veririm."
Öğrenci, "Hayır veremem." diye taşı almak için uzanınca kuyumcu yalvarmaya başlar:
"Ne olur bunu bana satın. Dükkânımı, evimi, hatta arsalarımı vereyim."
Öğrenci emanet olduğunu, satmaya yetkili olmadığını, ancak fiyat öğrenmesini istediklerini anlatıncaya kadar bir hayli dil döker.

Mücevheri alıp kuyumcudan çıkan öğrencinin kafası karma karışıktır. Böylesi karışık düşünceler içinde geriye dönmeye başlar. Bir tarafta elindeki nesneye yüzünü buruşturarak 1 lira verip onu oyuncak olarak görenler, diğer tarafta da mücevher diye isimlendirip buna sahip olmak için her şeyini vermeye hazır olan ve hatta yalvaran kişiler..

Bilge hocasının yanına dönen öğrenci, büyük bir şaşkınlık içinde başından geçen macerasını anlatır.

Bilge sorar: "Bu karşılaştığın durumları izah edebilir misin?"
Öğrenci: "Çok şaşkınım efendim, ne diyeceğimi bilemiyorum,kafam karmakarışık" diye cevap verir.

Bilge hoca çok kısa cevap verir: "Bir şeyin kıymetini ancak onun değerini bilen anlar ve o değerini bilenin yanında kıymetlidir."

Her insanın hayatında varlığını ve değerini bilen, hisseden, fark eden kuyumcular mutlaka vardır.

Mesele kuyumcuyu bulmaktadır...

İşte, aşkta, arkadaşlıkta, yaşamın her anında gerçek kuyumcuyu bulmanız dileğiyle....

21 Ekim 2010 Perşembe

Çok Şeker Yastıklar

Bu yastıklar gerçekten çok şekerler. Şu dondurma, cupcake, şeker şeklindeki yastıklara bakın.
Yumurtayı hiç sevmeyen ben bile bu yastığı görünce sarısına ekmek banıp yemek istedim:)

Genç kız odaları için ideal kırmızı ve pembe dudak yastıklar

Bu da genç erkekler için ideal hoparlör-kulaklık yastık seti

Mmmh. Nefis donut yastıklar...

Petit Beurre yastık. Sevgili tuba çetinkaya'nın blogunda gördüğümde çok hoşuma gitmişti:)

Gül yastık. Çok şik. Kullandığınız mekana çok ayrı bir hava katacaktır.

En ilginçleri de bu iki fotodaki yastıklar olsa gerek:)) Dizinde uyuyacak kimsesi olmayanlar için:) Diğeri de uzaktaki eşini özleyenler için:)


Masum İncilerden Hediye Kampanyası

Mutlaka inceleyin. katılmadan edemeyeceksiniz.
http://masumkedi87.blogspot.com/2010/10/masum-inciler-pazarlandcom-kampanyas.html

20 Ekim 2010 Çarşamba

Zirveye 1 Basamak Kala...

Yine çok yoğun geçen iki günün ardından burdayım. İkisiz de birbirinden farklı yoğunluklar ama. Dün bambaşkaydı, yüzükler, pastalar, fotoğraflar, videolar, çiçekler, çikolatalar. aynı günün gecesi başlayan yolculuk maratonu. Sağanak yağmurlu bir başkent gününde enstitiü, üniversite, kampüs, bölüm, aşti arası koşuşturmaca. sırılsıklam oldum ve dondummm. hasta olmazsam iyidir. sonuç ne ? malesef hüsran. bu sefer de olmadı. ama bir basamak kaldı finale biliyorum. artık kesin bitecek inşallah... (geldiğimde oturma odasında sürprizler beni bekliyordu:)

15 Ekim 2010 Cuma

Şu Hediyelere Bakın!!!

İnanılmaz bir hediye kampanyası daha. Mutlaka ama mutlaka bakmalısınız. İşte linki
http://gulininpenceresi.blogspot.com/2010/10/artmodel-dekorasyon-urunlerinden-4.html

daha vaktiniz var. son katılım 12 kasım. Bol şans...

Herşey mi son güne bırakılır!!

Dün gece yine fenaydım. Uykusuz geçen, deli gibi dakikaları sayan, bir an evvel bitirip mail ile yollamaya çalışan, beli ağrıyan, üşüyen, acıkan, bilgisayara bakmaktan gözleri fecii acıyan ve kıpkırmızı olan, ne vardı sanki iki gün önce başlasaydım diyen, nolur son gün yarın olmasın ertelensin diye dualar eden, maile gelecek cevapta fırçalar geleceğini düşünen, başkaları nelerle uğraşıyor kendine bak diye diye üzülen... bir ben vardı.
Sabrettim, sabrettim ve yine sabrettim. Hemen mail yolladım ve gecenin bir yarısı uyuyabildim. sabah canım arkadaşım hasta olduğu için onu ziyarete gittim. geldiğimde yengem vardı, yemeğe kaldı. az önce mailime baktım. Son gün bugun değilmiş, ertelenmiş:DD çokşükür dedim. ve bloğa daldım. ama sıkıntılar bitmiyor. en geç 28 ekimde halletmem gereken kontol işi, bana özel bi durum olan kayıt işlemini yeniletmemek için bir an evvel halledilmesi gerekiyor. ama okula gidemiyorum:((( hayırlısı olsun. bir sorun çıkmadan çıkışımı elime alayım inşallah...

14 Ekim 2010 Perşembe

Bu Çantaya Ba-Yıl-Dıııımmm... Benim Olsun Nooolur...

Kızlaar hadika bi hediye çekilişi daha. Çok ama çok şık ve gösterişli leopar desenli bir çantaaa ve çok amaçlı kot kumaştan gül anahtarlık. Bana çıkmalı bana çıkmalıııı:((( haydı buyrun siz de şansınızı deneyin. http://balgozlukiz.blogspot.com/2010/10/hediye-isteyen-var-m.htmlhak eden kazansın. ehuehuehu:D

13 Ekim 2010 Çarşamba

Ders Ders Ders.. Bıktım...

Yeter bu kadar dimi ama? Benim artık bambaşka şeylerle uğraşmam gerekirken hala ders yapıyorum. Tam bitti derken yeniden bişey çıkıyor. Şu çıkışı elime almadan bana gün yüzü yok anlaşılan. Bide kolokyum var tabi. Extra oldu bana. Bu gece yine uyku yok bana. Eee ben bi gecede neler üretirim defalarca örneğini gördük. Bugün de o verimli gecelerden biri olur, sabaha 10 sayfalık bildirim bitmiş olur umarım:P biraz zor ama 5 sayfası bile bitse benim için kardır. Daha hocam okuyup düzeltmeleri yapmamı isteyecek. Yine sıkıştım. Fazla gevezeliğe gerek yok. Benim daha önemli işlerim var. Başlıyorum, başlıyorum, baaaş-laaa-dım...

12 Ekim 2010 Salı

Yine Cici Hediyeler:)

LANCOME yüz temizleyicisi, siyah rimel ve siyah kalem. Süper. Kaçırmayın... işte adresi http://minetozanlioglu.blogspot.com/2010/10/hediye-almak-gibisi-var-m.html
Bol şans...
Ooof of. Evet sıkıcıydı, evet monotondu, ama bundan daha iyiydi belki. evet değişim istedim ama bunu değil. eskisinden de zor oldu herşey. evde bir telaş demiştim. aynen devam. teker teker eşyalar yenileniyor. girişteki hol, aynalar, tablolar, askılıklar, halılar, masa, sehpa... ne varsa. bi koltukları zor zaptettik. ha kötü mü oluyor, hayır tabiki herşey yenileniyor ama, işte ama... zar zor olunca pek de zevkli olmuyor. neyse. okula da gidemedim. ama yarın uğramak istiyorum artık. çünkü gitmek istemediğim biyere davet edildim. bunu bahane ederek o daveti kabul etmeyeceğim. belki sonra. hele bu ruh halinde hiç gitmemem daha hayırlı. belki kalp kırabilirim. hiç sanmıyorum da. olan olur, laflar söylenir, mesafe koymaya karar verilir ama ertesi gün hepsi unutulur. unutulmaz da, kalp kırmamak için unut-muş gibi yapılır. senin kalbin kırılsın umur değil nolcak boşveeer, yeter ki başkalarını kırmayım! neyse. bugün bi avize gördümmmmmmm... oyy oy. benim olmalısın. bide masa sandalye takımı, şirin bi portmanto, çook şirin bi puf, çok klas leoparlı bi halı, harika bi saat ve ayna-konsol takımı:((( Rabb'im tüm bunları kendi evime almayı nasip eder inşallah, tez zamanda hayırlısıyla. (Bugün canım arkadaşım taaa Amerika'larda benimle uğraşmış rüyasında. Ben evleniyormuşum ama çooook mutluymuşum. annem de çoook mutluymuş. herkes mutlu mutlu benim eşyalarımı taşıyormuş, evimi yerleştiriyormuş:)) Hayırdır inşallah. Rabb'im bana da böyle rüyadaki gibi, beklediğime değecek şekilde mutlu mesut hayırlı uğurlu gönlüme göre sevinçle evlenmeyi, mutlu yuvamı kurmayı nasip etsin inşallah. Aminn...)

11 Ekim 2010 Pazartesi

Ne zormuş bu söz-nişan olayları. Daha benim başıma gelmedi ama ikinci planda olan biri için bile zorlukları gayet net görülebiliyor. Evin içinde bir telaş, herkes stresli, herkesin beyninde planları var ama kimi birbirine tutuyor, kimi tamamen zıt. Ortak noktada buluşmak bu kadar mı zor. Kimse birbirini kırmadan üzmeden hayırlısıyla bu işin de altından kalkarız umarım. Daha yolun en başındayız. Nişan, hediyeler, kıyafetler, ev işleri, mobilyalar, düğün, yemek... Düşüncesi bile yoruyor. Evet tatlı telaşlar bunlar ama her kafadan ses çıkınca işler arapsaçını bile geçiyor. Bakalım neler bekliyor bizi önümüzdeki günlerde. Yarın okula uğramayı düşünüyorum. Ne zamandır gitmedim, hocalarımla görüşmem lazım. Şunun şurasında kolokyuma 28 gün kalmış. Bazen neden yaptım şu yüksek lisansı diyorum ama, sonra da hem vardır bir hayır diyorum, hem de bunca stres içinde kafamı başka şeylere vermem gerektiği için buna da şükür diyorum. Sanki çok eğlenceli bişeymiş gibi hala okumak, ders yapmak, ödev yetiştirmek, sunumlar hazırlamak. Üstelik okulun başka şehirdeyken... Neyse, yüzdüm yüzdüm kuyruğuna geldim. Çok yakında burdan müjdeli haberi vereceğim... (Esas bomba haberi vermek için sabırsızlıkla bek-li-yo-rum...)

10 Ekim 2010 Pazar

Merhaba Blogcular...

Uzun zamandır çeşitli blogları takip ediyorum, tanıdığım, tanımadığım birsürü kişinin hayatını, neler yaptığını okuyor, hayatın binbir rengindeki yaşamları görüyorum. Gerek halime şükrettim, gerek (itiraf ediyorum)kıskandım bu gerçek hayatları. Kısa süre önce de kendimi blog tasarımı yaparken yakaldım.. Kafamdan postlar yazıyordum olmayan bloğuma, resimler ekliyordum hayalimde. Bugün verdiğim ani kararla blog olayını gerçekleştirme kararı aldım, ve burdayım.. Blogumun isminden de anlaşılacağı üzere 19 yılını okumaya vermiş, yüksek lisansını yapmış, ama hala emeğinin karşılığını alamayan bir işsizim malesef. Umarım blogum şans getirir bana.. Her yönden mutlu şeyler yaşarım, iyi haberler veririrm buradan sizlere. Hadi hayırlı olsun:))