11 Ekim 2010 Pazartesi

Ne zormuş bu söz-nişan olayları. Daha benim başıma gelmedi ama ikinci planda olan biri için bile zorlukları gayet net görülebiliyor. Evin içinde bir telaş, herkes stresli, herkesin beyninde planları var ama kimi birbirine tutuyor, kimi tamamen zıt. Ortak noktada buluşmak bu kadar mı zor. Kimse birbirini kırmadan üzmeden hayırlısıyla bu işin de altından kalkarız umarım. Daha yolun en başındayız. Nişan, hediyeler, kıyafetler, ev işleri, mobilyalar, düğün, yemek... Düşüncesi bile yoruyor. Evet tatlı telaşlar bunlar ama her kafadan ses çıkınca işler arapsaçını bile geçiyor. Bakalım neler bekliyor bizi önümüzdeki günlerde. Yarın okula uğramayı düşünüyorum. Ne zamandır gitmedim, hocalarımla görüşmem lazım. Şunun şurasında kolokyuma 28 gün kalmış. Bazen neden yaptım şu yüksek lisansı diyorum ama, sonra da hem vardır bir hayır diyorum, hem de bunca stres içinde kafamı başka şeylere vermem gerektiği için buna da şükür diyorum. Sanki çok eğlenceli bişeymiş gibi hala okumak, ders yapmak, ödev yetiştirmek, sunumlar hazırlamak. Üstelik okulun başka şehirdeyken... Neyse, yüzdüm yüzdüm kuyruğuna geldim. Çok yakında burdan müjdeli haberi vereceğim... (Esas bomba haberi vermek için sabırsızlıkla bek-li-yo-rum...)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder